LegionTR
Eski üye
- Katılım
- 31 Ara 2017
- Mesajlar
- 960
- Tepki
- 1
Peygamber efendimizin câriyesi iken müslüman olan muhterem hanımlarından. Medînede bulunan Yahudilerin Benî Kureyza kabilesindendir. Nesebi (silsilesi), Reyhâne binti Şem’ûn İbn-i Yezîd veya Reyhâne binti Zeyd İbn-i Amr İbn-i Hânefe bin Şem’ûn bin Yezîd’tir. Doğum târihi kesin olarak belli değildir. Peygamberimiz’den ( aleyhisselâm ) önce 10. (m. 631) Medine’de vefât etti. Bakî kabristanlığına defn edilmiştir.
Peygamber efendimiz Hendek Savaşı’ndan sonra 5 (m. 626) senesinde Medine’nin dışında bulunan ve bir kaleye sığınan Beni Kureyza Yahudilerinin üzerine yürüdü. Çünkü bunlar orada devamlı huzûrsuzluk kaynağı oluyorlardı. Beni Kureyza Yahudilerinin bulunduğu kale; muhasara ve kuşatmadan sonra Müslümanların eline geçti. İçinde bulunan Yahudiler malları, mülkleri, çocukları ve kadınları ile birlikte ganîmet olarak alındılar.
Benî Kureyzâdan alınan savaş ganîmetleri ve esîrleri müslümanlar arasında İslâm dinine uygun bir şekilde taksim edildi. Reyhâne ( radıyallahü anha ) da savaş esîrleri arasında bulunuyordu. Ganîmetler taksim edilip, sıra esîrlere gelmişti. Reyhâne ( radıyallahü anha ) da Peygamber efendimizin hissesine düşmüştü. O zaman Yahudilik dinine inanan Reyhâne’yi ( radıyallahü anha ) dilerse kendi dininde kalmak, dilerse müslüman olmak husûsunda serbest bırakmışlardı. Reyhâne ( radıyallahü anha ) de: “Ben kendi dinimde kalmak istiyorum diye Peygamberimize ( aleyhisselâm ) arz etmişti. Peygamberimiz bu hareket ve davranışıyla İslâm dinine girmek için zorlamak yoktur hükmünü bizzat kendileri tatbik etmişlerdir.
Peygamberimiz ( aleyhisselâm ) daha sonra Reyhâne ( radıyallahü anha )’ya şöyle buyurdular: “Sen Allahü teâlânın ve O’nun Resûlünün yolunu tutmak ister misin. Ben böyle münasip (uygun) görüyorum.”
Reyhâne ( radıyallahü anha ) da, “Evet,” dedi. Peygamber efendimiz bu davranışından sonra Reyhâne’yi ( radıyallahü anha ) âzâd (hür serbest) ettiler. Kendilerini, bizzat Mehir vererek, nikâhına aldılar. Ayrı bir ev açarak hanımları arasına koydular.
Peygamber efendimiz, evlenmelerinin hepsini Hazreti Âişe’yi Allahü teâlânın emri ile nikahladıktan sonra yaptı. Bunlar dînî, siyâsî veya merhamet ve ihsân ederek yapılan evlenmelerdir. (Bkz. Muhammed aleyhisselâm) Nitekim Reyhâne ( radıyallahü anha ) ile de olan evlenme böyledir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bütün zevcelerimle evliliklerim ve kızlarımı evlendirmem, hepsi Cebrâil’in (aleyhisselâm) Allahü teâlâdan getirdiği izinle olmuştur.”
Reyhâne ( radıyallahü anha ) sakin, temiz karaktere sahip, yumuşak huylu bir hanımefendi idi. Peygamber efendimizden önce vefât ettiği için naklettiği hadîs-i şerîf yoktur.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-ı İbn-i Sa’d cild-8, sh. 129
2) El-İstiâb cild-4, sh. 309, 310
3) El-Envâr-ül-Muhammediyye sh. 158
Peygamber efendimiz Hendek Savaşı’ndan sonra 5 (m. 626) senesinde Medine’nin dışında bulunan ve bir kaleye sığınan Beni Kureyza Yahudilerinin üzerine yürüdü. Çünkü bunlar orada devamlı huzûrsuzluk kaynağı oluyorlardı. Beni Kureyza Yahudilerinin bulunduğu kale; muhasara ve kuşatmadan sonra Müslümanların eline geçti. İçinde bulunan Yahudiler malları, mülkleri, çocukları ve kadınları ile birlikte ganîmet olarak alındılar.
Benî Kureyzâdan alınan savaş ganîmetleri ve esîrleri müslümanlar arasında İslâm dinine uygun bir şekilde taksim edildi. Reyhâne ( radıyallahü anha ) da savaş esîrleri arasında bulunuyordu. Ganîmetler taksim edilip, sıra esîrlere gelmişti. Reyhâne ( radıyallahü anha ) da Peygamber efendimizin hissesine düşmüştü. O zaman Yahudilik dinine inanan Reyhâne’yi ( radıyallahü anha ) dilerse kendi dininde kalmak, dilerse müslüman olmak husûsunda serbest bırakmışlardı. Reyhâne ( radıyallahü anha ) de: “Ben kendi dinimde kalmak istiyorum diye Peygamberimize ( aleyhisselâm ) arz etmişti. Peygamberimiz bu hareket ve davranışıyla İslâm dinine girmek için zorlamak yoktur hükmünü bizzat kendileri tatbik etmişlerdir.
Peygamberimiz ( aleyhisselâm ) daha sonra Reyhâne ( radıyallahü anha )’ya şöyle buyurdular: “Sen Allahü teâlânın ve O’nun Resûlünün yolunu tutmak ister misin. Ben böyle münasip (uygun) görüyorum.”
Reyhâne ( radıyallahü anha ) da, “Evet,” dedi. Peygamber efendimiz bu davranışından sonra Reyhâne’yi ( radıyallahü anha ) âzâd (hür serbest) ettiler. Kendilerini, bizzat Mehir vererek, nikâhına aldılar. Ayrı bir ev açarak hanımları arasına koydular.
Peygamber efendimiz, evlenmelerinin hepsini Hazreti Âişe’yi Allahü teâlânın emri ile nikahladıktan sonra yaptı. Bunlar dînî, siyâsî veya merhamet ve ihsân ederek yapılan evlenmelerdir. (Bkz. Muhammed aleyhisselâm) Nitekim Reyhâne ( radıyallahü anha ) ile de olan evlenme böyledir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bütün zevcelerimle evliliklerim ve kızlarımı evlendirmem, hepsi Cebrâil’in (aleyhisselâm) Allahü teâlâdan getirdiği izinle olmuştur.”
Reyhâne ( radıyallahü anha ) sakin, temiz karaktere sahip, yumuşak huylu bir hanımefendi idi. Peygamber efendimizden önce vefât ettiği için naklettiği hadîs-i şerîf yoktur.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-ı İbn-i Sa’d cild-8, sh. 129
2) El-İstiâb cild-4, sh. 309, 310
3) El-Envâr-ül-Muhammediyye sh. 158